NEWS

July 31, 2018

TÜRKPATENT, İTALYA’DA OLANLAR ve KOLERA GÜNLERİNDE AŞK

 

Dünden beri Fikri Mülkiyet dünyamızda olanlar malum, önce “Kurumumuz” lağvedildi ve doğal olarak hepimiz şok geçirdik. Ben bu sabah erkenden içimde koca bir boşluk ve tuhaf bir duyguyla uyandım; 20 küsur yıldır her gün iletişimde olduğum, yaşamımın temel taşlarından biri olan, TÜRKPATENT yok mu olmuştu yani? Sabah bütün rutinlerim aynıydı, ama sanki hiçbir şey de aynı değildi… Matrix efekti…

Sonra bu sabah dakika dakika takip ettik ki Kurum hala hayatımızda (muhtemelen) , ama tabi gelecek günler bize neler getirecek onu da bilemiyoruz…

Şimdi size İtalya/Milano’da verilmiş bir karardan bahsetmek istiyorum.

Efendim? Biz neyle uğraşıyoruz sen ne diyorsun mu dediniz? Duymuyor muyum, bilmiyor muyum ben neler olduğunu acaba? Neyim var benim? Yurtdışında ne olduğundan şu an bize ne mi dediniz? E iyi, tamam o zaman, bırakalım her şeyi oturup kalalım yerimizde. Tamam isteyen öyle yapsın, ama ben yapmayacağım; TÜRKPATENT’in durumunu takip etmeyi bırakmayacağım—bırakamam ki zaten–,  ama bir yandan atıl da durmayacağım.

Ne demiştim? Tamam, Milano’da verilen karar….

Bu kararda geçen şirketleri hepiniz tanıyorsunuz  aslında; davacı OTB  Group (OTB, “ONLY THE BRAVE” yani “SADECE CESUR OLAN” kelimelerinin kısaltması), OTB’nin bünyesinde DIESEL, MARNI, VIKTOR&ROLF gibi bilinen markalar var.

Davalı ise meşhur Zara mağazalarının/markasının sahibi İspanyol orjinli Inditex şirketi.

2015 senesinde OTB, INDITEX’e Milano’da dava açıyor ve diyor ki ; benim DIESEL markası altında sattığım ve “Skinzee-sp” adını verdiğim skinny jean pantolonlarım için Topluluk Tasarım Tescilim var, ayrıca MARNI markası altında sattığım ve “Fussbett” adını verdiğim sandaletlerim için TESCİLSİZ tasarım hakkım var. Inditex bu ürünlerimi/tasarımlarımı kopyalayıp üretti ve Zara mağazalarında sattı. Bu hukuka aykırı eylemlerinden dolayı Inditex bana şimdilik 50.000-Euro tazminat ödesin, tecavüz eylemleri de durdurulsun. Tazminat hesabı yapılırken İtalya’da yapılmış olan satışlar yanında bütün AB ülkeleri genelinde yapılan satışlar da göz önüne alınsın.

OTB’nin bahsettiği ürünlerin görselleri şöyle:

 

 

Inditex bunun üzerine diyor ki:

 Benim üretip sattığım sandaletlerle Marni’nin Fussbett adını verdiği sandaletler arasında esaslı farklılıklar var.

 OTB’nin tescil ettirdiği skinny jean tasarımı hükümsüz kılınsın çünkü orijinal değil-ayırt edici karakteri yok.

 Ayrıca ben merkezi İspanya’da olan bir şirketim, İtalya’da bulunan bir Mahkeme benim aleyhime tazminata hükmedemez. Bir diğer manada Inditex diyor ki; Milano Mahkemesi’nin bana karşı tazminata hükmetme konusunda yetkisi yok.

2015’den beri devam eden bu davayı kim kazandı; OTB!. Milano Mahkemesi kararında dedi ki:

 Skinny jean için yapılan tasarım tescili geçerlidir (hükümsüzlük talebini reddediyorum). Moda sektörünün doğası gereği aynı karakterde birçok ürün üretilebilir, işte zaten bu sebepledir ki mevcutlardan ufak farklılıklar  dahi tescile hak kazanılması için yeterli olur.

 Tarafların sandaletlerinin bütün karakteristik özellikleri o kadar aynı ki, bunları birbirinden ayırt etmek imkansız.

 Inditex’in yaptığı tecavüzdür.

 Inditex’in davada bahsi geçen pantolonları üretmesini-pazarlamasını-satmasını durduruyorum, bu malları hemen piyasadan toplatmasına hükmediyorum. Eğer bu kararımdan sonra tecavüz oluşturan ürünleri satmaya devam ederse Inditex’in sattığı her bir ürün için 200-Avro ödemesine karar veriyorum. (Yazarın notu; Tedbir kararı sadece pantolonlar için çünkü OTB’nin tescilsiz sandalet tasarımına ilişkin hakkı 2017’de sona ermiş, o yüzden sandaletler için uygulanmıyor.)

 Ayrıca benim bu davada yetkim var

Tabi ki karara karşı Temyiz yolu açık ve çok büyük ihtimalle Inditex şimdi temyize hazırlanıyor. Bakalım ne olacak.

Ama bu aşamada dahi karar önemli bence, çünkü bu karar Fikri Mülkiyet hakkı ihlallerinde Avrupa genelinde Mahkemelerin -kendi ülkelerinde merkezi bulunmayan şirketler hakkındaki- tecavüze dayalı tazminat davalarını görebilecekleri ve tazminata da hükmedebilecekleri anlamına geliyor. Yani hakların daha geniş perspektiften korunmasına imkan tanıyor.

Bizim açımızdan bir önemi var mı? Türk şirketleri öyle bir şey yapmaz ama varsayımsal olarak hadi yaptı diyelim, yani ihlal doğuran bazı tasarımları, mesela Türkiye’de üretip, Avrupa’da sattı/satmayı düşündü; o zaman bu şirketlerin bahsettiğim kararı dikkate almasında ve meseleyi takip etmesinde fayda var bence.

Bu yazıda “Kolera Günlerinde Aşk” nerede duruyor peki?

Samimi olmam gerekirse, başlığı yazarken beyin birden parmaklara bu kelimeleri de yazması talimatını verdi; fakat elbette ki öyle olmasının altında bir sebep var… Edebiyatta “büyülü gerçeklik” akımının öne çıkan figürlerinden olan, Kolombiyalı yazar, Gabriel Garcia Marquez’in bu isimdeki kitabını okumuş olanlar bilecektir;  kitaptaki öyküde Marquez acının yanında insani mizahı hiç gözardı etmez. Yani öyküde acı vardır ama diğer insani haller-durumlar-duygular da acı var diye ortadan yok oluvermez, hayat kendi çizgisinde akar durur….

http://www.iprdaily.com/article/index/14999.html